# E Haydi, ruhumu serbest bırakmak için yardım et bana # | # So come on, help me # # To release my soul today # |
- Diğerlerini serbest bırakmak için bana yardım et! | - Help me release the others! |
- Korkarım ki onu serbest bırakmak zorundasınız. | - You're gonna have to release him. - What are you talking about? |
- Polis beni serbest bırakmak üzere. | - Uh-huh. - The police are about to release me. |
- Yargıca gitmek ve Alec' i serbest bırakmak için yeterli. | I have enough to go to the judge and get Alec released. |
- Onu ben serbest bıraktım. | I released him. - Why? |
- Yanlışlıkla enfeksiyonu serbest bıraktım. | - l accidentally released the infection. |
Anubis'in Ordusunu serbest bıraktım. | I have released the Army of Anubis. |
Ben de geçidin kapısını açıp canavarı serbest bıraktım. | So I opened the sluice gate and released the monster |
Adamlarınızı serbest bırakacağım, ama karşılığında bir şeyler beklerim. | I will release your men, but I expect something in return. |
Aileni incitmek için bir sebebim yok ve onları serbest bırakacağım. | I have no reason to hurt your family and I will release them. |
Bitirince aileni serbest bırakacağım. | And when I finish, I will release your family. |
Bu kasabaya Lord Rahl'ın merhametini göstermek için, diğer kadınları serbest bırakacağım. | And to show the people of this town that lord Rahl is merciful, I will release the other women. |
Dolayısıyla... sizlerin seçtiği mahkumu serbest bırakacağım, tamamen özgür kalacak. | Therefore I will release unto you... |